Archive for Mart 2012

İsterseniz buradan yorum bırakarak,

isterseniz de pasajdan

satın alabilirsiniz.

Veeee sonunda kavuştuk...

Bi kaç ay evvel görüp bayıldımmm,

sonrasında elfony ve doorstepping

desteği ile buldum ve sonunda aldım,

pazartesi de kavuştuk...

Gayet rahatlar... İlk gün biraz rahatsız

gibi gelmişti ama tatilden döndüğümden

ayaklar şiş kıvamındaydı...

Bugün gayet rahatlardı =)

Ön kısmında hafif bi açılma söz konusu

ama çin işi olsun o kadar dedim

japona sarıldım =)

Eskimesinler diye çok giymiyorum

ama giyebilceğim mevsim tam bu mevsim

yazın fena yakarlar...

Bir de benim bi topuk takıntım var...

Boyum uzun olduğundan topuklu ayakkabıyla iice

bi uzuyorum pek bi rahat olmuyorum.

Ama bunlar rahat olduğundan mıdır nedir sıfır rahatsızlık =)

E bende bundan gaza gelerek yeni şeyler

buldum kendime =) Kalın

bantlı hafif kaba olan ayakkabılara bayılıyorum...

Bu aşağıdakiler favorilerim...

Topuklusunuz arkadaşım...

Ama güzelsiniz de...

Büyük ihtimlle rahatsınız da...

Ahhhh ahhh bu hastalık yeni çıktı bende...

Bu ciciler artık benim =)

Takı tasarımlarına zaten bayılıyordum,

bir de yaratıcısıyla tanışınca

daha bi aşık oldum takılarına...

İçten cıvıl cıvıl, cana yakın,

takıları gibi eğlenceli biri gerçekten...

Takılarını anlatışındaki heycanı,

takılarını sergileyiş şekilleri,

bayıldım bayıldım...

Bi içmimar olarak standına da

tabiki =)

Bence bütün tasarımlarına buradan bir bakın,

kendinizi masallar ülkesinde gibi

hissediceksiniz =)

Sonunda bilekliklerim pasajda yeni sahiplerine şans

getirmeyi bekliyorlar....

İster pasajdan, ister blogdan yorum

bırakarak alabilirsiniz...

Bu kadar defter...

Bana yetmiyo...

Yeniler lazım...

Ben bir Buket Uzuner hayranıyım,

uzun zamandır hangi kitabı okuduysam,

sıkılıp yarı yolda bırakıyordum,

şöyle güzel bir kitap bulsamda

heycanlı heycanlı, elimden düşürmeden

okusam diyordum,

çünkü bayılıyorum herşeyi bi kenara bırakıp

rüya görür gibi kitap okumaya...

Geçen hafta mailime bi baktım kiiii

Buket Uzuner'in yeni kitabı yarın D&R'da diyorrrr...

Ben de ertesi gün koşa koşa aldım =)

Bazı kitapları gerçekten o kadar

heycanla okuyorum ki

deli bile diyebilirsiniz,

hem yepyeni şeyler öğreniyorum,

ve de öğrendiğim şeyleri en baştan

araştırmaya başlıyorum ya;

işte bu benim için bambaşka bi keyif...

Geçengün bitmesin diye okumaya kıyamadığım

kitap bitmek üzere...

Neyse ki bir seri şeklindeymiş de

devamı geliciik =)

Ben Buket Uzuner ile ilk defa 8-9

sene evvel,

Gelibolu romanında tanıştım.

O zamanlar okulda Çanakkale

Savaşını işliyorduk,

ben de onunla ilgili bi kitap arıyordum

ve karşıma bu roman çıktı...

Ben bu kitabı iki göz iki çeşme

şeklinde okumuştum...

Ve bu kitap

benim Geliboluyu, Çanakkale

zaferini araştırıp öğrenmeme vesile olmuştu,

bugün de 18 Mart...

Şu ara okuyacak kitap arıyorsanız bunu

kesinlikle tavsiye ederim...

Ve bu da Su'dan bayaaa önce okuduğum

''Yolda'' bunda da

Buket Uzuner yaptığı seyehatlerden

kısa kısa, ilginç,

hikeyeler var...

Ben bütün kitaplarına bayılıyorum da

en favorilerim bunlar =)

Herkese iyi pazarlar,

booool booool keyif yapmacalı kitap okumacalı

bi gün olun...

İşte yeni ''hhandesignlar''

El emeği göz nuru =)

Yazın rengarenk herşeyle takalım diye...

Ben şu ara soft renklere takıtğımdan en çok öyle yaptım...

Henüz dördünü görücüye çıkardım ama

yenileri de çok çok çokkk yakında gelicek...

Siz biraz bunlara alışa durun ben

renklerimi tamamlıyım =)

Şimdi benim önünde

kahve içebileceğim ve de

bisikletimi parkedebileceğim

minnoş bir dükkanım olucak ya...

İşte içinde de bunlar olucak...

Ama dükkan açmadan önce ben kendime alıp kalite

kontrol yapıciim tabikisi...

Ebay sen benim herşeyimsin =)

Hepinize bayıldım...

En kısa zamanda benim oluciiksiniz =)

Siz de bakmak isterseniz

buradan buyrun...

Veee gelelim Budapeşte'de

ne yedim ne içtime =)

Yemekleri bize çok benziyor...

Bizim yemeklerimiz mevcut hatta =)

Lahana dolması, baklava...

Bunun dışında en meşhur yemekleri Gulaş...

Ben bunu denemedim..

Etli yemekleri pek sevmediğimden canım pek çekmedi...

Anneminkinden tattım çok güzel gelmedi bana...

Bir de kaz ciğeri yemeden gelmeyin diyorlar...

Ben onu da yemedim sevmediğimden =)

Amaaaa Macar salamı yedim...

Hem kahvaltıda yedim hem de

burada da yemek için alıp getirdim...

Nereden başlamalı pek bilmiyorum =)

Her yemek yidiğim yeri yazmadım,

Ama beğendiğim bi kaç

yer oldu size de tavsiye ederim...

Burası Köleves...

1075, Kazinczy Utca 35, Dob Utca 26

olarak geçiyor adresi...

Dob Utca'ya bakın derim ben haritadan..

Biz aslnalı köprüden yürüyerekten bulduk...

Yürüme mesafesi kanımca öyle çok uzak değil 15 dk falan yürüosunuz.

Aslında biz bu sokakta başka bir lokantaya gitme planındaydık...

Ama artık çok yorulduğumuzdan ve gideceğimiz yer 35 numero olduğundan

burasını görüp beğendik ve burada kaldık =)

Bu arada bu Dob Utca'nın başında meşhur kitapçı Alexander var...

Onunda fottisi vardı ama unutmuşum koymayı :S

Ona da bi bakın derim...

Ben Lazanya,

annem kaz yemiş bulunoor...

Porsiyonlar oldukça büyük ve doyurucu,

sahipleri de çok samimiydi,

www.koleves.com

buradan internet sitelerine girip

daha çok fottiye de bakabilirsiniz...

Veee burasıdaaa dünyanın ennn eski pastanesiymiş...

Gerbeaud, enfess pastları bulunmakta ve ben şahsen sıcak

çikolatalarını denedim o da süperdi...

İçi de bi o kadar enfes...

Normal pastanelere göre fiyatlar pek tabi biraz tuzlu...

Ama ben bütçeden bi miktar ayırın derim,

zira orada oturup bi kahe içip tatlı yemenin

keyfi de bir başka...

Ayrıca küçük şık çikolata kutularıyla hediye de

alabilirsiniz =) Kutuları bir enfes,

sırf kutusu için alınabilir o derece.

www.gerbeaud.hu

bu da internet siteleri...

Sarı hatlı metroyla kapısına kadar gidebilirsiniz...

Bunu özellike tavsiye ederim,

Dobos torte,

onlara özgü bi pasta olur kendisi...

Geleeeelim hayvanat bahçesineee

Ben gittiğim farklı şehirlerde hayvanat bahçesine gitmeyi çok severim...

Bazen aman gitçek yer mi bulamadın

lafları da duyarım ama severim =)

Farklı hayvanlar görmek bi yana

farklı hayvanat bahçeleri görmek daha da hoşuma gidiyor...

Bu hayvanat bahçesi de hayvanlardan çok

kendisiyle gezilmeye layık...

Gerçi çok büyük değil..

Bir tane daha varmış ama

bizim oraya gidicek vaktimiz olmadı bununla yetindik...

Burası da Hösök Tere meydanının orada...

Budapeşte'ye gitmeden önce...

En çok buranın tavsiyesini aldık...

Efendim hayvanat bahçesinin hemen yanı başında

Bir Gundel Restoran bulunmakta...

Yemekleri enfes imiş burasının,

yılların Gundel restoranıymış...

Biraz da tuzlu imiş,

bi bütçe ayırdıysanız burada da yiyebilirsiniz aslında,

ama köşeyi dönünce aynı mutfağı paylaşan

Bagolyvar Restoran bulunmakta...

İçi de çok tatlı ayrıcana,

Gundel restoranın sahipleri

zamanında bu Gundel çok resmi bir yer oldu,

bir de daha ailelere hitap eden bir yer açalım demişler

ve eskiden harabeye dönmüş, baykuşların

yaşadığı bu yeri restoran yapmaya karar vermişler.

Hem daha samimi hem de fiyat olarak daha uygun bi yer...

Vee bu da son bomba...

Geçen Budapeşte yazımda

burada paylaştığım

pazarın üst katı...

Viyana şinitseli yemeden gelmem dedim...

Kocuman şinitselimi yidim geldim...

Hemide misssler gibi =)

Efenim Budapeşte burada bitmiş değil...

Ufak tefek bişiler daha var paylaşacağım...

O da ileride olucak umarım...

Herkese iyi hatalar =)

Latest Posts

Blogroll

Flickr

About