Antalya yolculuğu tam da bu şekil başladı...
Yağmurlu yağmurlu...
Ama en sevdiklerımden biri araba yolculuğu,
trenden sonra...
Ve Antalya işte böyle misss gibiydi...
Fuarın yorgunluğu
şu manzarayı görünce geçmesin de nasıl geçsin...
Hele ki şu denizi görünce, ''ben bu denize girmeden
dönmem'' dedim...
Döndüm =) ama olsun...
Tatille iş karışımı olan tatil
bende en çok tatil kısımlarında iz bıraktı...
Tatil kahvaltıları =)
Her türlü abur cubur yendi...
Kilo? Alınmıştır heralde...
Ama şu ara verilme kısmındayız =)
Yemekleri bi çırpıda bitiriyim en iyisi...
Efenim bu şişte kötfe, meşhur Şişçi Ramazan'da
hakketten enfesssss....
Bu da piyaz...
Bayılırım piyaza... Ama antalya da küçük bi fark vardı...
Tahinde koyuluyormuş piyaza...
Ben farklı tadlara açığımdır, bayıldım...
Ama ben bildiğimden şaşmam diyenlere biraz
ilginç gelebülür,
yine de deneyin tabi =)
Ve karşınızda Düden Şelalesi...
Antalyada görmek istediğim bi ton yer vardı,
mağaralar şelaleler...
Onlarda başka tatilllere...
Ama Düden gürül gürül akmaktaydı,
mevsimden ötürüde en gürül zamanı herhal...
Ve efenim kale içi...
Ben bu kadar güzel bir yer beklemiyodum...
Tam turistik, güzel kafeler, restoranlar,
barlar mevcut...
Böyle şirin,
görünce ''burada kesin güzel
birşeyler yapılıyor'' denilen
dükkanlar da mevcut =)
Şimdiiii gelelim asıl mevuya....
missler gibi denize giremedim,
ama yüzmeden de gelmiyim dedim =)
Ben ve su...
O kadar o kadar seviyorum ki yüzmeyi...
Bütün derdim tasam hastalığım ne varsa geçiyo =)
Ki Antalya'ya gittiğimde kulak tıkanıklığı
boğaz ağrısı mevcuttu...
Evet evet, gerçekten havuza girince geçti =)
Sonra bu manzarayı görüp
madem ki denize giremiyorum dedim,
Veee hooooop denizin kenarındaki havuza girdim,
ve dondum =)
Antalya daha ısınmamış vallahi...
Ama arkasından kapalı havuza girip
kaynar bi duş alınca hiç
bişiciiik olmadı =)
Ve fuarda bu kitapta bitti...
Fuar biraz umduğunu bulamamaktı,
ama tatil iyi geldi bana...
Hayat benle bi anlaşma da yaptı...
Herşey güzel,
tatil tadında artık =)
